Hahahaha nasıl başlasam bilemiyorum. Evet pekala, geçen günlerde olan " 21 Aralık 2012 " tarihi
" Dünya " adlı gezegende çok büyük bir sorun olmuş. Söylentiler buralara kadar duyuldu..söylentilere göre Maya adlı bir topluluğun milattan önce yaptığı bir haritada 21 Aralık 2012 nin dünyanın son günü olduğu ortaya çıkmış ve bunu da yeni nesil Dünyalıların gezegenin o gün yok olup patlayacağına veya başka bir büyük gezegenin " Marduk " tamda o gün Dünyaya çarpacağına yada çarpmasa da güneşin önünden geçeceği sırada dünyadaki volkanların patlayıp buzulları eriteceğine ve bu sayede tsunami adlı bir felaketin tüm gezegeni bir kaç dakikada yok edeceğine inandırmış. Hahahaha lütfen siz buna felaket mi diyorsunuz? Ben bunları burada neredeyse her gün yaşıyorum. Ve tabi Enna ile birlikte ;) O olmasa bu zamana kadar o kadar çok felaket yaratamazdım sanırım. Ona bir teşekkür borçluyum (her konuda) bu arada şu Marduk adlı gezegen ne kadar da Marcus'un adına benziyor değil mi?! Garip bir rastlantı ;D
Peki tamam, konuya tekrar geri dönmek gerekirse eğer, bu dünyalı canlılar gerçekten buralarda bizim alay konumuz oldu. Ne kadar korkak ve basit oldukları hakkında şakalaşırken bir ara Marcus'un bile biraz tebessüm ettiğini gördüm. :D Kendilerini herkes den çok daha zeki sanıyorlar hahaha buna inanmak istemiyorum lütfen ... Bu sadece beni güldürüyor! ;D
Eğer bana inanmıyorsanız sizlere on senede bir mutlaka olan bir felaketin resmini göstermek isterim. Onun adına " Cehennem kasırgası " denir. Yada " Şimşek işkencesi " de olarak bilinebilir. Bu " yangın, hortum, sel, kasırga, deprem " veya sizin o bildiğiniz dünyalı felaketlere hiç benzemiyor. Kendisi o kadar korkunç görünmese de eğer ona bir kez yakalanırsan bir daha asla kurtulamazsın. Bu beni her zaman meraklandırmıştır. O kadar güçlü olmamıza rağmen bu ve bunun gibi bir kaç tene daha felaket diye söylediğimiz şeylere bir çare bulamıyoruz. Ölümden kaçış yok ;)
Daha fazla söze gerek yok sanırım. Bundan bir kaç sene önce olan bu felaketin resmini bir arkadaşım çekebilmişti. Ben henüz kendisini bizzat görmedim, buralar da böyle şeyler fazla olmaz. Daha çok tepe dağların oralarda kuzeye doğru olan kesimlerde meydana geliyormuş. Bu yüzden henüz görme şansını elde edemedim. Ama bunu gerçekten isterim. Ne yazık ki Marcus bunun için bana çok kızıyor .. Onu böyle görmeyi sevmiyorum doğrusu. Sürekli bir emir havası ne biliyim işte öğretmen gibi Tanrı gibi (ne sanıyorsa kendini, o her zaman benim küçük kardeşim olarak kalacak muhahaha) neyse ... Fazla uzattım ...bloku özlemişim sanırım :D hahaha pekala işte o bahsettiğim büyük felaketten bir kaç resim ....



Süper görüntüler öyle değil mi? ;D Hahaha Bu on yılda bir olup dört buçuk beş saat kadar bulunduğu yeri beş yüz kilometre dolaşıp sonra bir anda ortadan kayboluyormuş. Nereye gidip nereden geldiği bilinmiyor. Ona yakalananların ne olduğuna da öyle... Ama sanırım dünyalılar bunlar ile asla baş edemezlerdi. Biliyor musunuz, bence onlar aslında kendilerinden korkmalı, bu felaketlerden değil... Dünyada hayat buradaki gibi değil, hiç değil! Oradaki canlılar birbirlerine değer vermiyorlar. Bunları nereden bildiğimi soracak olursanız eğer, küçükken Marcus ile birlikte üç seneye yakın Almanya denen bir ülkede yaşamıştık. Sanırım Berlin di.. Tam hatırlamıyorum ama oradakilerin gerçekten buradaki hiç kimseye benzemediklerini kesinlikle eminim! Marcus ve ben o zamanlar böyle değildik. Yani bu kadar güçlü ve ben bu kadar yakışıklı değildim ;D Aynı zamanda küçüktük ve burada olan bazı savaşlardan dolayı Marcus'u saklamak için bir süreliğine gitmiştik. Tabi ki orada dikkat çekmemek için okula gitmek zorundaydık ve o günler gerçekten ilginç, zor ve bir o kadarda eğlenceliydi :D Marcus ne kadarda hoşlanmasa da ben her yeri sevmek için bir neden bulurum mutlaka (Buz ve Kar gezegenleri hariç) Aslında her zaman Marcus'dan daha pozitif biriyim, neden bilmiyorum ama biz her zaman aynı gibi görünsekte farklı karakterlere sahiptik. Güçlerimiz bile farklı Ahh .... bu konu çok uzayacak gibi !! Ve buda Nacta'nın artık gitme vaktinin geldiğine işarettir. Daha fazla kalıp size Marcus ile geçirdiğim milyon trilyon anımı anlatmak isterdim ama
benden hemen sıkılmanızı istemiyorum (bu mümkün olmasa bile) ahahaha ;D
Artık buralardayım, söz veriyorum çok fazla özletmeyeceğim ..veeee Gidiyorum gittim.
Seviliyorsunuz ;)